Hazine ve Maliye Bakanı Nebati EYT ile ilgili açıklamalarda bulundu. Nebati “5 milyona yakın EYT’linin emeklilik hakkı doğacak. Olanların yüzde 40’ı bu yıl emekli olacak. EYT için bütçede yaratılmış. Rahatız. Bütçe performansımız beklenenden iyi olacak” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise EYT’ye ilişkin bilgileri “düzenlemeyle yaklaşık 2 milyon 250 bin vatandaşımız daha emekli olma hakkına kavuşuyor. Yaş kısıtlamaları uygulanmayacaktır” demişti.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin katıldığı bir TV programı ekonomi yönetimine ilişkin soruları yanıtladı. Emeklilikte Yaşa Takılanlar’la (EYT) ilgili açıklamalarda bulunan Nebati, “5 milyona yakın EYT’linin emeklilik hakkı doğacak. Olanların yüzde 40’ı bu yıl emekli olacak. EYT için bütçede yaratılmış. Rahatız. Bütçe performansımız beklenenden iyi olacak” dedi.
Bakan Nebati’nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Şimdi bu özgürlük adı İslam düşmanlığı altında. Çok açık bir şekilde ortaya konan bir hareketin tam bir sembolü bu aslında. Böyle alçakça, namussuzca ve Çağdaş Barbarlık adı altında yapılan bu hareketler sadece İslam dünyasında değil insanlığa karşı da yapmış bir harekettir. En önemli de onların düşünceleri, her türlü travmalarının asıl sebebinin de kendilerinden kaynaklandığı, her türlü sıkıntıyı yaşadıkların ve insanlığa düşmanlığından da onlar tarafından üretilen gösterimi açısından çok önemli.
Kur’an-ı Kerim bizim kutsal kitabımız ve bu kitap Allah tarafından insana indirildi. Tüm insana hitap ediyor. Tüm insanlara hitap eden bu kitap sadece Müslümanların kitabı değil dünyanın kitabıdır. Böylesine bir Yakma hadisesi özellikle de Türkiye Büyükelçiliği’nin cephe yapma cesareti sadece Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlarına değil tüm İslam alemine ve insanlığa karşı yürütülen bir operasyondur. Yaptıkları bir barbarlıktır.
‘BAKANLAR AYNI HASSASİYETİ GÖSTERDİ’
Maliye bakanları aynı konuda aynı ağırlıkları gösterdiler. Bundan sonra da dayanma gücümüzün güvencesi olarak çarşaf olayım, biz bütçede yüzde 3,5 hedef ortaya koyduğumuz zaman yaşadığımız olumsuz koşullar ülke içinde çok ciddi bir şekilde sübvansiyonların verilmesi ve vergilerden vazgeçmemiş olmamıza rağmen temkinli bir bütçe gerçekleştirdik. Bu bütçe yapılırken Avrupa’da başta olmak üzere dünyadan sonra ve sonrasındaki savaş nedeniyle bütçe açıklarının %5-6-7’lerin konuşulduğu ve çıkan sonuçların olduğu bir dönemde yaptık.
‘TEDBİRLERİMİZLE BÜTÇE PERFORMANSIMIZ ARTTI’
Sonradan yönetim bir taraf, gelir araştırmaları da her türlü sübvansiyon ve desteklemelere rağmen giderleri azaltıcı sonuçlarımız bütçemizdeki üstün nitelikleri ile bütçe açığının yüzde 3,5 değil OVP’deki yüzde 3,4 değil yüzde 1 hatta altında bir şekilde yüzde 1’in de 0,9 gibi altında bir olağanüstü başarılı.
Seçime gidiyorsunuz seçime giderken bütün bu harcamaları alacağınız seçimden sonra ne olacak diye düşünüyorlar. Yüzde 3,4’ten 1’e düşen bir bütçenin kasası çok güçlü bir şekilde pek çok pratik yola devredilmiş demektir. Bir ikinci EYT’nin geleceği çok açık yani Biz bunu arkadaşlarla barındırdığı her halükarda bu olursa gelirse çünkü irade daha netleşmemişti ama biz bir önlem olarak dedik EYT ile ilgili bir tedbir almamız gereken EYT’nin tedbirini aldı.
‘MEMUR VE EMEKLİ ZAMMİ MESAJI’
Memur ve emekliler ile ilgili toplu sözleşmeden sonra ikinci 6 ay bir gelir daha gelecek. Ayrıca baskı farklı oluşumlarsa o fark da yerleşimi. Bunlar düşünülerek yaratıldı. Resesyon riskinin ortadan kalkıyor. Emtia fiyatları daha ılımlı hale geldi. Özellikle enerji fiyatlarının aşağılanmış olması bizim için büyük bir avantaj oldu. Bütçe performansı beklenenden daha iyi gelecek.
Devletimizin ana babasında o kadar önemli altyapı hizmetleri yapıldı ki, şu anda altyapı ile ilgili ulaşımdan eğitime eğitimden sanayisine ulaştırmaya tarıma savunma sanayine kadar aklınıza kadar her alandaki yatırımlar çok hızlı bir şekilde dağıtıldı.
İşte bu programın sonunda malum gideceğiz. Kağıthane-İstanbul metrosunun açılışına. Yatırımların durmadığı ve her türlü ihtiyacın karşılandığı bir dönem ile biz hareket ediyoruz. Şimdi bu açıklamaların bize katkısı aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin bulunduğu jeopolitik ve coğrafi bölgeye göre da katkıyla birlikte yürüdüğünde inanılmaz bir ivme kazanıyor.
Şunu demeye çalışıyorum; Bakın Türkiye şu anda İstanbul’dayız. İstanbul’da Merkez’i kapsıyor 1,3 milyarlık bir insan kitlesine ulaşabiliyor ve bunların 26-27’sini götüren bir ticaret hacmine sahip. Salgın yakın dünyanın isteklerinin karşılanmasının gerçekliğini ortaya koydu. Savaş bu gerçeği pekiştirdi.
‘TÜRKİYE TAM BİR ÜRETİM MERKEZİ HALİNE DÖNÜŞTÜ’
Türkiye tam bir üretim merkezi haline dönüştü ve üretim merkezi haline dönüşürken bulunduğu yerin avantajlarını kullanıyor. Ne demek bu; Şimdi biz Türkiye Cumhuriyeti olarak Osmanlı’dan tevarüs eden bir medeniyetin Cumhuriyet’te içindekileri izliyoruz. Şimdi Türkiye Afrika ile çok özel açıklamalara sahip Sayın Cumhurbaşkanımız giderken zaman şarkılarla Türkülerle halaylarla karşılaşıyor tüm toplum ve üst düzey temsilciler tarafından ama batıyor evlerinden biri gibi Macron gittiğinde yuvalanarak yerine gitmeyeye çalışıyor. Böylesine özel bir ilgi gösteriliyor ve Sayın Cumhurbaşkanımızın 20 yıllık kullanımı Tüm dünya tarafından da kabul edilen bir lidere dönüşmüş durumda Türkiye Cumhuriyeti’nden izleniyor.
‘EYT’NİN MALİYETİ’
EYT bütçesi üzerinde yüktür şimdi ama bu yükün karşılanmasının iyi sonuç vermesi ve buna göre yapısının da kurulması lazım. İşte bu açık çok önemli. Kaynağını biz olarak oluşturduk Yani biz geçen yıl kalıcı olarak Yeni yuvalara girdik
‘DOLAR KURU AÇIKLAMASI’
2021 yılında son 3 ayda bir kur atağı yaşadık. Türkiye’de kur dediğiniz zaman yapıyorlar. Sokaktaki vatandaştan köylülerine ev kadınından iş adamına borçlarını herkesin baktığı yerlerdir. Dolayısıyla dolar kurundaki herhangi bir aşağı yukarı yöresel hareket toplumu her ferdi tarafından dikkatli bir şekilde takip edilir. Ve bu takip o kadar hassas bir merkezdir ki dünya şartları içinde konjonktürü içinde meydana gelen bu oynamalar normal karşılanırken Türkiye’den için bu şekilde bir oynama oluyor diye sorgulanıyor.
Çalıştırma bir alışkanlığı da büyümüş boyutlarından da onu pencereleri tutmak için ne tutmak. Şimdi 2017’den itibaren dolar karşısında Türk Lirası sürekli değer kaybetmiş yani reel değer açısından bakmak lazım. Türkiye Türk lirasıyla dolar arasındaki karşılaştırmayı yaptığınız zaman 2013’lerde Türk Lirası en değerli noktasına gelmiş yani TÜFE kralı üzerinden yüzde 110 hane üzerine çıkmış bir güce erişmiş. Bu ne demek Türkçesi, Türk lirası ne kadar çok değerli olursa siz yurtta saklı o kadar çok ithalatta bulunuyorsunuz.
Türkiye’de üretim yapmanıza gerek kalmaz, çünkü paranız çok değerli getirir satarsınız. Sanayi yavaşlatır durdurur ve zaman içinde hamilelik gibi bir sonuç ortaya çıkar. Türk Lirasını çok değerlisiz hale getirirseniz bunun tam tersi olur. Ama bunun bir optimal nokta olması lazım. 2021’in sonunda Türk lirasının değeri TÜFE bazında yüzde 47’lere kadar düşmüş yani çok değerlisiz hale gelmiş. Bu optimal nokta tüm bu dışsal ve içsel algılamanın bir araya geldiği kur seviyesidir.
‘ENFLASYON TÜM DÜNYANIN BELASI OLDU’
Enflasyon tüm dünyanın belası haline geldi. Bizdeki yükselişin beklendiği çok çok şey gitti. Bunun sebebi kur ataklarıydı. Kur Türkiye’deki işgali en önemli incelemeden biri. Emtia fiyatlarının ağırlıklı olması da bunu artırdı.
Enflasyon yavaş yavaş aşağı inmeye başladı. Enflasyon düşmeye devam edecek. Bütün dizilerle birlikte sürükleyici artış olacak algısı vardı ancak doğal gaz fiyatları indirildi, mazot benzin düştü. Enflasyonun çok düşük seviyesini görüyoruz. Başta olmak üzere bir kampanya başlatıldı.